Obezite, yani aşırı kilolu olma
durumu 1980’lerden sonra giderek artan bir sorun olarak günlük hayata girdi.
21. yüzyılda artık obezite denince aynı bir kalp hastalığı veya şeker hastalığı
gibi tedavi edilmesi gereken bir durum anlaşılıyor. Obezite cerrahisi de son yirmi yılda giderek
gelişti. Artık kalp damarlarında tıkanıklık olan bir kişi nasıl kalp
damarlarına yönelik by-pass ameliyatı olabiliyorsa aşırı kilolu olan bir kişi
de benzer şekilde mide barsak sistemine yönelik by-pass ameliyatı olabiliyor.
Ameliyatlı veya ameliyatsız kilo
veren hastaların sağlık durumları öncesine göre çok daha iyi oluyor. Öyle ki bu
hastalar aşırı kilolu dönemlerine ait taşıdıkları tek iz kilo verdikten sonra
ortaya çıkan vücut deformasyonları olabilir. Tabii plastik cerrahi
ameliyatlarla bu deformasyonların izini silmek de büyük oranda mümkün
olabiliyor. Son yıllarda plastik cerrahinin
en çok gelişme gösterdiği alanlardan birisi de aşırı kilo vermiş
hastalara yönelik vücut şekillendirme ameliyatları. Biz plastik cerrahlar doğum
sonrası veya kısmen kilo verme sonrası ortaya çıkan deformasyonları gidermeye
alışkındık, ama şimdi ortaya çıkan durumda 60, 80 hatta 100 kg. verdikten sonra
vücudu ileri derecede deformasyona uğramış hastalarla ilgilenmek gerekiyor. Bu
hastaların sağlıklarını tehlikeye atmadan mümkün olan en iyi sonucu almak ayrı
bir uzmanlaşma gerektirir oldu.
Aşırı kilo vermiş hastalar hele
ki yaşları da biraz ilerlemişse vücutlarının hemen heryerinden şikayetçi olabilirler.
Karın, popo, göğüs, sırt, bacaklar, kollar ve yüz hep birlikte etkilenmiş
olabilir. Bu durumda yapılacak işleme hasta ile karar vermek gerekir. Tüm bu
ameliyatlar tek bir seferde yapılamaz, çünkü çok uzun süren ameliyatların
sonunda hasta için riskli durumlar söz konusu olabilir. Hastanın öncelikli
olarak hangi bölgelerden şikayetçi olduğunu belirlemek gerekir. Karın ve meme, özellikle kadınlardaki şikayet
edilen noktaların başında geliyor. Meme
ve karna yönelik dikleştirme ve germe işlemi aynı seansta yapılabilir, ama
burada benim dikkat ettiğim bir nokta daha var. Çoğu hastanın sadece karnını
germek yeterli olmaz. Gevşek doku arkaya bele doğru devam eder ve popoda da
boşalma ve sarkıklığa sebep olur. Bu durumda sadece karın germe işlemi yerine
360 derece tüm karın ve bel bölgesini içeren, popoyu da geren tüm vücut germe ameliyatı daha
uygun olacaktır. Tüm vücut germe tek başına 6-7 saat sürebilecek bir işlem
olduğu için bu ameliyatı başka ameliyatlarla kombine yapmayı önermiyorum. Daha
sonra memelere yönelik dikleştirme işlemi planlanmalıdır. Bu işlemle birlikte
en iyi kombinasyon, eğer hastanın şikayeti varsa, kol germedir. Bu sayede gövdenin üst kısmı ile
kollar estetik olarak şekillendirilmiş olur.
Bacaklar çoğu zaman tek başına
ele alınmasında fayda olan alanlardır. Burada dikkat edilecek en önemli nokta
hastanın ideal kilosunda veya biraz üzerinde olmasıdır. Eğer bacaklar fazla
yağlı ise hem estetik sonucu çok iyi olmayacaktır, hem de iyileşme döneminde
komplikasyon riski nispeten fazla olacaktır. Yüz, eğer hastanın yaşı gençse genelde
kilo vermeden en az etkilenen yerdir. Genelde tüm işlemlerin en sonuna
bırakılabilir ve çaresi standart bir yüz germe ameliyatıdır.
Vücut germe ameliyatlarının
hepsinde orantılı ve harmonik bir vücut şeklinin deride bir iz karşılığında
elde edildiği akıldan çıkarılmamalıdır. Genel kural olarak, çıkarılması gereken
deri ne kadar fazla ise bırakılması
gereken iz de o oranda fazla olacaktır. Uzun süren ve birkaç seanstan oluşan bu
tür ameliyatlarda hasta memnuniyeti herşeye rağmen yüksektir. Derideki iz ise kilolu
geçirilen yılların izini silmede kullanıldığından kolay kabul görmektedir.